Cuma, Kasım 11, 2005

İlginç Tesadüfler

İKİZLER

Lewis ailesinin bin dokuz yüz otuz dokuz yılında ikiz erkek çocukları oldu. Ailenin durumu, bu, iki çocuğun bakımına yetecek kadar parlak olmadığından, ikizlerden birini evlatlık vermek zorunda kalırlar. Ayrılan iki kardeş ancak aradan 40 yıl geçtikten sonra bir araya gelebildiler. Ve bir araya geldikleri gün de gariplikler ortaya dökülmeye başladı.İki kardeşe de James adı verilmişti, ikisi de eğitimlerini avukat olarak tamamlamışlardı. İkisi de, mekanik aletlere ve halıcılığa meraklıydılar hem de ustalık derecesinde. İkisi de evlenmişlerdi ve ikisinin eşlerinin adı da Linda idi ve de birer oğulları olmuş, ikisi de adlarını James Allan koymuşlardı. Her iki James Allan da ikişer kez evlenmişler ve ikisinin de ikinci eşlerinin adları Betty idi. Sıkı durun; ikisinin de köpeği vardı ve isimleri Toy’du. Ve ikisi de her yaz Florida, ST Petersburg’da tatil yapıyorlardı. Bu olaya inanmayanlar, Digest dergisinin, bin dokuz yüz seksen yılı Ocak sayısını okuyabilirler.


KRAL VE 21 SAYISI

Fransız Devrimi’ nin bahtsız kralı on altıncı Louis, daha çocukluk çağlarında garip bir yabancı adam tarafından ziyaret edilir. Adam, bu genç kral adayını uyarmak istemektedir. Ona, yirmi bir sayısının kendisi için tehlikeli olacağını ve ömür boyu onu korumak için her ayın yirmi biri’nde onun yanında olmak istediğini söylemektedir. Fakat Louis, adamdan hoşlanmaz ve onu saraydan dışarı attırır. Adam son anda, karga-tulumba götürülürken “Yirmi bir sayısı seni öldürecek” diye haykırır. Aradan uzun yıllar geçer ve devrim patlar. Kral ve Kraliçe kaçarlar iken Varennes Ormanı’nda yakalanırlar, tarih yirmi bir Haziran bin yedi yüz doksan iki... Devrim Konseyi yirmi bir Eylül’de krallığı lağvedip, cumhuriyeti ilan etti ve Yirmi bir Ocak bin yedi yüz doksan üç’te ise Kral on altıncı Louis giyotinle idam edildi. Ne dersiniz, idam edilirken o garip adamı düşünmüş müdür acaba?


KRAL VE LOKANTACI

İtalyan Kralı Birinci Umberto, bin dokuz yüz yılının yirmi sekiz Temmuzu’nda bir ödül töreni için Milano’ya giderken, dinlenmek ve bir şeyler yemek için küçük bir kır lokantasının önünde mola verir. Lokanta sahibi Kralı karşılamak için koşar ve o anda herkes şok geçirir, zira lokanta sahibi krala ikiz kardeşi kadar, şaşılacak derecede benzemektedir. Üstelik onun da adı Umberto’dur. Her ikisi de on dört mart bin sekiz yüz kırk dört’te aynı kasabada doğmuşlar, her ikisi de yirmi iki Nisan bin sekiz yüz altmış sekiz’de evlenmişler ve her ikisinin de karılarının adı Margherita, her ikisinin de birer oğlu var ve isimleri de Vittorio imiş. Kral Umberto’nun taç giyip, krallık koltuğuna oturduğu gün, diğer Umberto’da lokantasının açılışını yapmış. Bin sekiz yüz altmış altı’da savaşta Kralın albay rütbesiyle orduya katıldığı gün, lokantacı olan Umberto askere alınmış, çavuş olduğu gün ise, Kral Alay Komutanlığına yükselmiş.Daha sonra bu iki Umberto dost olurlar. Kral Umberto, tüm bu olaylardan çok etkilenerek, bunun önemli bir şey olduğunu belirtir ve ayrılırken lokantacı ikizine tekrar görüşelim der.Ve ertesi gün yardımcıları, meclise gitmeye hazırlanan Kral’a kötü bir haber getirirler, lokantacı Umberto, silahla şaka yapan bir arkadaşının kaza kurşunuyla hayata veda etmiştir. Çok üzülen Kral, cenazeye katılacağını söyler ve sarayın merdivenlerinden inerken, üç el silah sesi duyulur. Suikastçının ilk kurşunu boşa gitmiştir ancak, diğer ikisi Kral’ın göğsüne saplanarak, yaşamını yitirmesine neden olur. Bu olayı kim, nasıl açıklayabilir, söyleyebilir misiniz?


Aynı İsimli Katiller ve Baba-Oğul :

Baron Rodemire de Tarazone’nin babası Claude Volbonne tarafından tabancayla vurularak öldürülür. Buraya kadar enteresan bir durum yok, fakat aradan tam yirmi yıl sonra, aynı yerde ve aynı adda bir şahıs tarafından Baron da öldürülür. Yer Fransa’nın Tarazone kasabası, tarih bin sekiz yüz yetmiş iki. Üstelik her iki katilin de birbirleriyle bir bağlantıları yok, akraba değiller ve de ayrı ayrı kentlerden Marsilya’ ya gelmişlerdi.


GELİNİN UĞURSUZU:

İtalya Turin’de Prenses Maria Del Pozzo, Dük Aosta ile bin sekiz yüz altmış yedi yılının otuz Mayıs’ında evlendiler. Nikah izleyen günlerde ise şu olaylar meydana geldi :
-Prensesin terzisi odasında kendisini asmış olarak bulundu...
- Saray baş kapıcısı boğazını keserek yaşamına son verdi...
- Nikah töreni hazırlıklarından sorumlu albay, güneş çarpması sonucu öldü...
- Çift balayına çıkarken, balayı trenine yol veren görevli, trenin altında kalarak yaşamını yitirdi...
- Sarayın başyaveri attan düşüp öldü...
- Muhafız Alayının en kıdemli kişisi kendini vurdu...
- Daha sonra, yani bu altı ölümden, tam altı ay sonra Dük ve Prenses boşandılar


GARİP YEDİ RAKAMI:

Arthur Koestler, dünyaca ünlü bir yazardır. Bakın bu yazar yaşamına giren yedi’leri nasıl değerlendiriyor:
“Yılın yedinci ayının, yedinci gününde doğdum, haftanın yedinci günüydü ve yüzyılın yedinci yılıydı... Yedi çocuklu bir ailede dünyaya geldim, annem yedinci kardeşti ve benim yedi kardeşim vardı ve ben yedinci çocuktum... Yirmi yedinci doğum günümde, hayatımda ilk olarak bir at yarışına gittim ve oynadım...
Programa baktığımda, yedinci yarışın koşulacağını gördüm, at sayısı ise yediydi... Yedi numaralı atın adı yedinci Gök’tü, handikapı ise yediydi, yedide bir bahis açılmıştı ve ben bu ata yedi şiling yatırdım ve at yedinci geldi."


Kumarhane Batıran Adam :

Dünya kumar tarihi bin sekiz yüz doksan bir yılında çok ilginç bir olayla sarsıldı. Monte Carlo Kumarhanesi’nde bir adam üç kez kasayı iflas ettirdi. Bilinen ve tanınan bir sima değildi ve daha önce buraya hiç gelmemişti. Kumar stili hiçbir sisteme dayanmıyordu ve sadece üç oyun oynadı. Şişman, orta boylu ve İngiliz’di. Rulette ilk iki turda kırmızı ve siyaha devamlı olarak oynadı ve hep kazandı, üçüncü turda daima beş sayısına oynadı ve otuz beş’e bir olasılıkla beş kez üst üste kazandı. Adamın verdiği isim sahteydi ve İngiltere’ de verdiği adreste bulunamadı ve kimse de onu bir daha görmedi


ÇOK İLGİNÇ:

New York Herald gazetesinin yirmi altı Kasım bin dokuz yüz on bir tarihli nüshasında korkunç bir cinayet haberi yer alıyordu. Sir Edmundbury Godfrey, vahşi bir şekilde öldürülmüştü, cinayetin işlendiği bölgenin ismi Greenberry Hill, yani Yeşil Böğürtlen Tepesi idi. Daha sonra cinayeti işleyen kişiler yakalandı ve asıldılar. Soyadlarını öğrenmek ister misiniz? Green, Berry ve Hill. Yani Greenberry Hill’de bu korkunç cinayetleri işleyenler Bay Green, Bay Berry ve Bay Hill.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

inanmak zor!dedikodu gibi bu kadar tesadüf olabilir mi?bu bilgileri kim bulup yazıyor ne saçma....

Adsız dedi ki...

bu siteyi bana yücel hocam söledi ama ben beğenmedim yedi hikayesi güselmiş onun dışındakilere biras bakın siteyle ilgilenin site sahibi:(

Adsız dedi ki...

ilgin� hikayeler ama inanmak g� ikizlerin hikayesi �ok �ok tuhaf acaba ger�ekten b�yle bi �ey olmu�mudur???? �a��rt�c� do�rusu......

Adsız dedi ki...

tmm hepsi iiide peki bunlar gercekmiiii???

Adsız dedi ki...

bence gerçek çünkü hayatta olmaz demek doğru değil asla asla dememeliyiz Allah isterse,1000 katlı binanın terasından düşen bile ölmez.