Cumartesi, Mayıs 27, 2006

Repliklerdeki Fark




Amerikan:a
Türk:t



a: Hey dostum burda bir problem mi var ?
t: Noluyo lan burda ?

a: Nasıl gidiyor mike
t: Nabıyon lan

a: Korkarım seni öldüreceğim
t: Salavat getir lan

a: Oov dostum hiç cool olmamışsın
t: Bu ne lan g.tüme benzemişsin

a: Hey steve , neden kendine bir içki koymuyosun
t: La Süleyman , kap iki bira gel bakim hemen

a: Lanet olsun sana Christine !
t: Allah belanı versin Nurcan !

a: Oh , Tanrım !
t: Rabbiiiim !

a:Tanrı aşkına Brad kes sesini artık.
t:Allah'ım sabır ver, sus lan yeter!

a:Aman Tanrım şimdi napıcaz.
t: Hass*ktir mıçtık.

a:Help me please..
t:Baksana lan !!

a: Ne derler bilirsin Jack , hayat beklenmedik sürprizlerle doludur
t: Valla oğlum bi söz var hani , kaderde varsa düzülmek neye yarar
üzülmek

a1: Dante nin bu kitabını okudun mu Micheal
a2: A evet , gerçekten edebi değeri olan bir çalışma

t1: Abi Da vinci şifresini okudum süper
t2: Lan bırak ! İyice entel dantel oldun başımıza

a:Hey jery gel pizza ye dostum..
t: Jery gel lan buraya mis gibi menemen yaptık

a: FBI.. Bir kaç soru sorabilir miyim?
t: Polisim ben nerdeydin lan dün eşek?

a: (ses çıkarmadan el işaretleriyle) sen oraya sen buraya sessiz bir
şekilde..
t:Dalıyoruz haydaaaaaaaaa !!!

Yaratıcı MSN "Nick"leri


Canım sıkıldı senden, nick değiştirdim emesenden

Orada olduğunu biliyorum

Düzeyli bir sohbete var msn ?

Polat alemdar'ı haraca bağlayan nacizane kişilik

Durumum çevrim içi/Beynim meşgul/Ruhum hemen dönecek/Aklım dışarıda/Elim telefonda/Kalbim çevrimdışı

Msnevler

Bill Gates'e uzanan eller kırılsın

Zenci mahallesindeki solaryumcu

Öküz gibi bakmakla tren durmaz ki!

Paramız olmasada cebimiz de, her kahvede masamız , her kavgada şeklimiz, her kızda bir resmimiz vardır.

Beyaz atlı prensi bulmak için daha kaç kurbağa öpmem gerekiyor?

Aşk bir sabunsa kopurt beni pakize

Yıllardır oturum açmayan adam.. Adam her online olduğunda "yıllardır oturum açmayan adam oturum açtı" yazıyor bilgisayarımın köşesinde, ve ben her seferinde gülüyorum. Allah Allah...

Tanrım kör oldum, artık kusura bakamıyorum.

Nescafé bile 3ü1 arada, ben yalnızım :("

Errorla mücadele

Sonunda şans bana da güldü ama götüyle (!)

Dürümüm, çöp şişim ve ayranım; insan bedenine hapsolmuş bir hayvanım.."

Benim gibisini google'da arasan bulamazsın.

Msn 'den gelen adam

Anarşist mi olalım yani, ne bu kpss kadroları

Nickneyime

Allah chat yapmamızı istese klavyeyle doğardık.

[Ölsemde dik durmaz, sarhostur mezar taşım...]

Baba beni okula gönder devamsızlıktan kalıcam yoksa.

Hemen canımı alma Rabbim bırakta hayatla didişeyim, mümkünse dişi gönder azrailimi ölümle sevişeyim...

Acele işe , bende işicem :d şeytan karışmaz merak etmee !! :d

Pamuk cüce ve yedi prensesler

Rekor insanın kendine yakışanı kırmasıdır.

Güzel asmadan çıkar güzel yaprak, marifet o yapraktan güzel dolma yapmak.

Hayat boktan ama grafikleri güzel

Buffy de vampir sayılır

Here i am, whats your second wish?

Ahmet şu anda yok, notunuz varsa ben alayım

14 Şubat sevgililer günü bayan eleman alımları başlamıştır!.

Çemberimde bad sektör

Kim messenger

Yeni yaratıcı MSN nickleri için aşağıyı tıklayınız:

http://caymolasi.blogspot.com/2006/10/yaratc-msn-nickleri-2-yaz.html

Taklit Mallar (resim)













Salı, Mayıs 23, 2006

Benim de Böyle Arkadaşlarım Olacak mı???


Ağlamak Geldi İçimden

Anneme göre 23 Nisanda doğmuşum. Nüfus kaydım ise 2 Mayıs.
Bugün(5 mayıs) işyerindeki arkadaşlarım sürpriz yaptılar. Pastanın üzerinde şöyle yazıyordu:
"Biz unuttuk Allah unutmasın"
Ağlamak geldi içimden...


Kaynak__aklazarar.blogspot.com/

Yaratıcı Reklam (resim)



Pazar, Mayıs 21, 2006

Futbolda Sözün Bittiği Yer


Inter'de iki sezon önce Kallon'un doping testi pozitif çıkınca, tarihi bir pankart açmıştı Ultras taraftar grubu:

"Inter'de nihayet bir şeyler pozitif"...

Belki de şu anda bu satırları şevkle yazıyor olmamın sebeplerinden biridir bu zeki pankart.
Aynı Ultras, takımın bu sezon da Şampiyonlar Ligi'nden elenip, hedeflerinden uzaklaşmasının ardından Milan maçında tribünlerdeki yerini almadı ve olağanüstü bir pankartla anlattı derdini:

"Biz burada yokuz, çünkü siz burada hiç olmadınız..."

Burası sözün bittiği yer...



(Kaynak: wanadooo.blogspot.com)

Yorum Yok (resim)

Akıl


Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
“Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacagını nasıl belirliyorsunuz?”

Doktor:
“Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Mesela siz ne yapardiniz?”

Adam:
“Ooo!. Anladım.. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük..”

“Hayır”, der doktor, “Normal bir insan küvetin tıpasını çeker...”


Ders: Akıl, sadece bize sunulan seçeneklerle yetinmeyip, bunların dışında da çözüm bulabilmektir!..




Savcı ile sanık ozanlar gibi atıştı...

“Mahkeme duvarı gibi...” deyimini haklı çıkarırcasına genellikle soğuk yüzlü haberlerle gündeme gelen adliyeler, zaman zaman gülümseten olaylara da sahne oluyor.

Geçtiğimiz günlerde Artvin’deki bir mahkemede hem yargı hem de edebiyat tarihine geçmeye aday, alışılmadık bir duruşma yaşandı. Ardanuç Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen bir hırsızlık davasında sanık olarak yargılanan ‘Âşık Gülhani’ mahlaslı ozan K.O., savunmasını şiirle yaptı. İşin ilginç yanı, bu savunmaya cumhuriyet savcısı da aynıyla karşılık verdi; esas hakkındaki mütalaasını şiir şeklinde kaleme aldı. Mahkemenin, savcının talebi doğrultusunda karar verdiği davanın dosyası temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildi. Yüksek mahkemenin şiirli dosya hakkında ne karar vereceği merakla bekleniyor.

Sanıkla cumhuriyet savcısının, ozanlar gibi şiirli atışmasına sahne olan dava, Artvin’in Ardanuç ilçesinde meydana gelen hırsızlık olayına dayanıyor. Ozan K.O.’nun oğlu İ.O., Ardanuç Barajı’nın yapılacağı yerde odun toplarken, ‘nasıl olsa sular altında kalacak’ düşüncesiyle direkten kopardığı telefon telini dereden odun çekmek için kullanıyor. Telefon görüşmesinin kesilmesi üzerine telin koparıldığını fark eden köylüler, durumu jandarmaya bildiriyor. Mahkeme kararıyla yapılan arama sonucunda 300 metrelik telefon teli K.O.’nun evinin samanlığında bulunuyor. Bunun üzerine cumhuriyet savcısı tarafından evin sahibi K.O. ve oğluna hırsızlık suçundan kamu davası açılıyor. Ancak olaydan haberi olmayan halk ozanı K.O., hırsızlıkla suçlanmanın üzüntüsü içinde savunmasını şiirle yapıyor. Bursa’da hastasının yanında kaldığı için duruşmaya gidemeyen K.O., mahkemeye savunmasını yazılı olarak gönderiyor.

Cumhuriyet Savcısı İhsan Özsoy da, bu şairane savunmaya aynı şekilde karşılık vererek mütalaasını şiirle yapıyor. Savcı Özsoy, esas hakkındaki mütalaasında, suç konusu olayın gelişiminden, istenen cezalara kadar her şeyi edebi bir şekilde anlatıyor. Mahkeme, savcının talebi doğrultusunda ozan K.O.’nun beraatine karar verirken, oğlu İ.O.’yu 10 ay hapis cezasına çarptırıyor. Hapis cezası 3 bin 300 YTL para cezasına çevrilerek ertelenirken, sanık İ.O.’nun temyiz için Yargıtay’a başvurduğu öğrenildi.

‘Savcı kelam etti mütalaayı, sıra mahkemenin, versin uygun cezayı...’



SANIĞIN SAVUNMASI

Kollarım kurusun haberim varsa,
Ozan bu olayı bilmez hakim bey.
Ozanlar dediğin halkın özüdür,
Ozanlar hırsız olmaz hakim bey.
İçimde var benim eğlenmez sızı,
İftiradır bize bu evrak yazı,
Kültür Bakanlığı’na sorasın bizi,
Ozanların yüzü gülmez hakim bey.
Dayanamam iftiralar kahrımda,
Hayat zindan oldu çile şehrinde,
Hastam var, kalmışım Bursa şehrinde,
Duruşmaya ondan gelmez hakim bey.
Aşıklık dediğin bambaşka sırdır,
Manevi duygudur, gönülde yerdir,
Hukuk adalete saygımız vardır,
Devletin malını çalmaz hakim bey.
Çileli Gülhani diyorlar bize,
Gerçek olayları bildirdim size,
Güvendim hukuka güvendim size,
Çekmeyen derdimi bilmez hakim bey.
Âşık Gülhani K.O.

SAVCININ MÜTALAASI

Yapıldı yargılama, hakikat bulunsun diye,
Adaletin terazisi denk tutulsun diye.
Yer Gümüşhane köyü, Ardola mahallesi,
Yıl 2004, Kasım ayının ikisi,
Ekip bakmak için arızaya varmış mahalline,
Görünce şaşırmışlar, telefon hattının haline.
Direkler arası 300 metre teli,
Kesip almış kendini bilmez biri.
Bildirilmiş durum jandarmaya,
Başlanmış suç failleri aranmaya.
Şüpheler toplanınca bir evde,
Verilmiş arama kararı usulünce.
Ev K.O.’ya aittir, belli,
Evin samanlığında bulmuşlar telleri.
Alındı baba-oğlun ayrı ayrı ifadeleri,
Anlaşılsın istendi, bu iş neyin nesi?
Telefon hattı çalışır, ahali konuşur,
Düşünceli İ.O. sağa-sola koşuşur.
Dereye ağaç gelmiş, odun için ideal,
Yamaç sarp, yol yok, kolaysa in al.
Bakmış direkte asılı teller,
Telleri tutar içten, çelikten gergiler,
Elindeki ip kısa, yeterli değil,
Bozma niyeti İ.O., teller senin değil.
...
Hayat zor, şartlar zor, yakacak asli ihtiyaç,
Amma Âşık oğlu, buna mı muhtaç?
Suç işlenmeye görsün, bulmaz mı adaleti,
İşte yakaladılar, evinde çalıntı telleri.
İncelendi emval, rapor ibraz etmiş bilirkişi,
Sanık İ.O.’dur bu eylemin faili.
Ey Mahkemeyi Asliye, derim ki sonunda,
Âşık K.O.’nun bilgisi yok bu olayda,
Bu nedenle delil yetersizliğinden etsin beraat,
Mahkeme huzurunda anlaşıldı bu hakikat.
Gelince sıra, K. oğlu sanık İ.O.’ya,
İsteyerek ve bilerek karşı geldi kanuna,
Lehinedir 765 SK. Verilsin ceza madde 492/10 üzerinden, uygulansın madde 522 emval değerinden.
Kim ister ki olsun böyle bir mahkeme,
Suç isnat edelim Artvinli bir âşığa,
Herkes hakkının hududunu bilse,
Gerek kalmayacak jandarmaya polise.
Müddeiumumi (savcı) kelam etti mütalaayı,
Sıra mahkemenin, versin uygun cezayı...

( ZAMAN)