Pazar, Mayıs 21, 2006

Savcı ile sanık ozanlar gibi atıştı...

“Mahkeme duvarı gibi...” deyimini haklı çıkarırcasına genellikle soğuk yüzlü haberlerle gündeme gelen adliyeler, zaman zaman gülümseten olaylara da sahne oluyor.

Geçtiğimiz günlerde Artvin’deki bir mahkemede hem yargı hem de edebiyat tarihine geçmeye aday, alışılmadık bir duruşma yaşandı. Ardanuç Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen bir hırsızlık davasında sanık olarak yargılanan ‘Âşık Gülhani’ mahlaslı ozan K.O., savunmasını şiirle yaptı. İşin ilginç yanı, bu savunmaya cumhuriyet savcısı da aynıyla karşılık verdi; esas hakkındaki mütalaasını şiir şeklinde kaleme aldı. Mahkemenin, savcının talebi doğrultusunda karar verdiği davanın dosyası temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildi. Yüksek mahkemenin şiirli dosya hakkında ne karar vereceği merakla bekleniyor.

Sanıkla cumhuriyet savcısının, ozanlar gibi şiirli atışmasına sahne olan dava, Artvin’in Ardanuç ilçesinde meydana gelen hırsızlık olayına dayanıyor. Ozan K.O.’nun oğlu İ.O., Ardanuç Barajı’nın yapılacağı yerde odun toplarken, ‘nasıl olsa sular altında kalacak’ düşüncesiyle direkten kopardığı telefon telini dereden odun çekmek için kullanıyor. Telefon görüşmesinin kesilmesi üzerine telin koparıldığını fark eden köylüler, durumu jandarmaya bildiriyor. Mahkeme kararıyla yapılan arama sonucunda 300 metrelik telefon teli K.O.’nun evinin samanlığında bulunuyor. Bunun üzerine cumhuriyet savcısı tarafından evin sahibi K.O. ve oğluna hırsızlık suçundan kamu davası açılıyor. Ancak olaydan haberi olmayan halk ozanı K.O., hırsızlıkla suçlanmanın üzüntüsü içinde savunmasını şiirle yapıyor. Bursa’da hastasının yanında kaldığı için duruşmaya gidemeyen K.O., mahkemeye savunmasını yazılı olarak gönderiyor.

Cumhuriyet Savcısı İhsan Özsoy da, bu şairane savunmaya aynı şekilde karşılık vererek mütalaasını şiirle yapıyor. Savcı Özsoy, esas hakkındaki mütalaasında, suç konusu olayın gelişiminden, istenen cezalara kadar her şeyi edebi bir şekilde anlatıyor. Mahkeme, savcının talebi doğrultusunda ozan K.O.’nun beraatine karar verirken, oğlu İ.O.’yu 10 ay hapis cezasına çarptırıyor. Hapis cezası 3 bin 300 YTL para cezasına çevrilerek ertelenirken, sanık İ.O.’nun temyiz için Yargıtay’a başvurduğu öğrenildi.

‘Savcı kelam etti mütalaayı, sıra mahkemenin, versin uygun cezayı...’



SANIĞIN SAVUNMASI

Kollarım kurusun haberim varsa,
Ozan bu olayı bilmez hakim bey.
Ozanlar dediğin halkın özüdür,
Ozanlar hırsız olmaz hakim bey.
İçimde var benim eğlenmez sızı,
İftiradır bize bu evrak yazı,
Kültür Bakanlığı’na sorasın bizi,
Ozanların yüzü gülmez hakim bey.
Dayanamam iftiralar kahrımda,
Hayat zindan oldu çile şehrinde,
Hastam var, kalmışım Bursa şehrinde,
Duruşmaya ondan gelmez hakim bey.
Aşıklık dediğin bambaşka sırdır,
Manevi duygudur, gönülde yerdir,
Hukuk adalete saygımız vardır,
Devletin malını çalmaz hakim bey.
Çileli Gülhani diyorlar bize,
Gerçek olayları bildirdim size,
Güvendim hukuka güvendim size,
Çekmeyen derdimi bilmez hakim bey.
Âşık Gülhani K.O.

SAVCININ MÜTALAASI

Yapıldı yargılama, hakikat bulunsun diye,
Adaletin terazisi denk tutulsun diye.
Yer Gümüşhane köyü, Ardola mahallesi,
Yıl 2004, Kasım ayının ikisi,
Ekip bakmak için arızaya varmış mahalline,
Görünce şaşırmışlar, telefon hattının haline.
Direkler arası 300 metre teli,
Kesip almış kendini bilmez biri.
Bildirilmiş durum jandarmaya,
Başlanmış suç failleri aranmaya.
Şüpheler toplanınca bir evde,
Verilmiş arama kararı usulünce.
Ev K.O.’ya aittir, belli,
Evin samanlığında bulmuşlar telleri.
Alındı baba-oğlun ayrı ayrı ifadeleri,
Anlaşılsın istendi, bu iş neyin nesi?
Telefon hattı çalışır, ahali konuşur,
Düşünceli İ.O. sağa-sola koşuşur.
Dereye ağaç gelmiş, odun için ideal,
Yamaç sarp, yol yok, kolaysa in al.
Bakmış direkte asılı teller,
Telleri tutar içten, çelikten gergiler,
Elindeki ip kısa, yeterli değil,
Bozma niyeti İ.O., teller senin değil.
...
Hayat zor, şartlar zor, yakacak asli ihtiyaç,
Amma Âşık oğlu, buna mı muhtaç?
Suç işlenmeye görsün, bulmaz mı adaleti,
İşte yakaladılar, evinde çalıntı telleri.
İncelendi emval, rapor ibraz etmiş bilirkişi,
Sanık İ.O.’dur bu eylemin faili.
Ey Mahkemeyi Asliye, derim ki sonunda,
Âşık K.O.’nun bilgisi yok bu olayda,
Bu nedenle delil yetersizliğinden etsin beraat,
Mahkeme huzurunda anlaşıldı bu hakikat.
Gelince sıra, K. oğlu sanık İ.O.’ya,
İsteyerek ve bilerek karşı geldi kanuna,
Lehinedir 765 SK. Verilsin ceza madde 492/10 üzerinden, uygulansın madde 522 emval değerinden.
Kim ister ki olsun böyle bir mahkeme,
Suç isnat edelim Artvinli bir âşığa,
Herkes hakkının hududunu bilse,
Gerek kalmayacak jandarmaya polise.
Müddeiumumi (savcı) kelam etti mütalaayı,
Sıra mahkemenin, versin uygun cezayı...

( ZAMAN)

Hiç yorum yok: