Cuma, Aralık 16, 2005

İngiltere Maçlarının Kahramanı: Kaleci Yaşar



Aslında İngiltere ile 1984 yılında oynayacağımız o maça kadar inanın 1 ay sürekli yan top çalıştık. Ancak o gün yediğimiz 8 golden 3'ü yan toplardandı. Adamların nasıl gol atacağını biliyor ama çaresini bulamıyorduk. Hayatımda oynadığım en tuhaf maçtı. Düşünün sahada 22 kişi var ve 20 tanesi bana bakıyordu. Çünkü maç hep benim kalemin önünde oynandı. Top sanki duvara çarpıyordu bana geri geliyordu. Maçtaki tek şutumuzu Erdal Keser atmıştı. Belki bin maç yapsak 8 olmazdı. Ama oldu. 40'inci dakikada beni çıkarın diye bağırdım. Hoca başka alana değişiklik yaptı ben sahada kaldım 8 golü de ben yedim. Maç sonu TRT spikeri geldi 'Ne hissediyorsun' dedi. Adamın suratına baktım 'Ne hissedeyim ki' dedim..

Wembley'deki 5-0'lik maç: Bir de 5 gol yediğim bir İngiltere maçı daha var. Abdülkerim, Lineker’i, Raşit Çetiner de Hoddle'i tutuyor. Bir korner sırasında, Abdülkerim ceza sahasında resmen 'Lineker'i gördünüz mü beyler?' diye sordu. Raşit de, 'Az önce buralardaydı' yanıtını verdi. Maç mı, makaramı belli değildi. Tabii 8 gollük maçtan sonra bu 5'lik karşılaşma ciddiye alınmadı. Ama bizim bu maça bir gidişimiz var, inanılmaz. Abdülkerim Wembley'deki ilk idmana giderken bir kaç futbolcu ile birlikte yarış yaptılar. Wembley'e ayak basan ilk biz olalım dediler. Abdülkerim sanki Neil Armstrong gibiydi.. 'Aya ilk ben ayak basacağım' diyordu.

Bu da ikinci 8-0'in öyküsü: Kaleci Fatih ile Milli Takım’da oda arkadaşıydık. İngilizler' den 3 maçta 21 gol yiyince (Bir 8 de Fatih yemişti) gazeteler 'Fatih ile Yaşar öyle iyi arkadaşlar ki, yedikleri içtikleri ayrı gitmez' diye yazdı. İkinci 8-0'lik maçta kalede o vardı. Çünkü ilk 2 maçta 13 gol yediğim için oynamayacağımı biliyordum. Fatih sürekli beni sıkıştırıyor ve 'Ağabey ne olur, 8 olur mu?' diye soruyordu. Ben de, '1–2 olur fazla olmaz' diyordum. O kadar çok sordu ki, bir gün darlandım,' Yeter be. 7 olur, 9 olur ama 8 olmaz. O bana has!' deyip sıyrıldım. Maç 8 olunca, Fatih, 'Ağabey be! Senin yapacağın tahmin bu kadar olur' dedi, gülüştük. 8-0'lik bir İngiltere maçında 5. ya da 6. golü yedikten sonra TRT spikerinin dedikleri:

"Evet sayın izleyiciler, İngilizlerin bir atağını daha gol yiyerek savuşturduk" maçın 90.dakikası ve İngilizler bir gol daha atıyorlar ve spiker yine patlatıyor "Evet sayın izleyiciler, maç bitti daha gol yiyoruz...

Ortak hedef insanları birleştirir


Adamın biri yolda yürürken çok ilginç bir cenaze görmüş; önde bir adam arkada köpek, onun arkasında iki tabut, tabutların arkasında tek sıra kuyruk halinde yürüyen 200 kişiye yakın erkek.Biraz takip etmiş. Meraktan çatlayacak, dayanamamış. Öndeki adama yanaşmış:

"Başınız sağ olsun"

"Sağol"

"Ağabey bu arkanızdaki tabutlar ve köpek nedir?"

"Sorma arkadaş o benim pittbul. Hanıma saldırdı; sizlere ömür!"

"Peki diğer tabut?"

"Sorma kardeşim, benim köpek kayınvalideye de saldırdı; o da sizlere ömür..."

Sessizce biraz yürümüşler. Bizim ki biraz sonra:

"Ağabey yanlış anlama ama bir şey soracağım."

"Nedir?"

"Ağabey, senin köpeği şöyle iki günlüğüne ödünç alabilirmiyim?"

"Olur, yalnız kuyruğun en arkasına geçmen lazım!"

________Ortak hedef insanları birleştirir________

Tanrı'ya Mektuplar




Avrupa ve Amerika’da 2-9 yaş çocuklara Tanrı’ya ilişkin düşüncelerini sormuşlar. Dinsel eğitimin bir parçası olarak çocuklara Tanrı’ya bir mektup yazın ve duygularınızı isteklerinizi anlatın demişler.

1) Sevgili Tanrı, şu andaki eksiklerimi yazıyorum: Yeni bir bisiklet, bir kimya seti, köpek, film makinesi, beyzbol eldiveni. Hepsini gönderemezsen birazı da olur.
Seni seven Eric --5 yaşında-
Not: Noel Baba’nın olmadığını biliyorum.

2) Canım canım Tanrı,
Astronotları öyle yukarı fırlatıp firfir döndürmelerinden ödüm kopuyor. N’olur onların bizim evin çatısına düşmelerine izin verme.
Dostun Norman --4.5 yaşında-

3) Sevgili Tanrım,
İnsanlarin ölmelerine izin verip yenilerini yapmak yerine neden elindekileri tutmuyorsun?
Jane --6 yaşında-


4) Sevgili Tanrı,
Lütfen bana bir midilli gönder. Senden şimdiye kadar hiçbir şey istemedim. Bunu da herhalde unutmazsın.
Bruce --4 yaşında-

5) Sevgili Tanrı,
Babam çok aksi. Onu bu huyundan vazgeçirmeni istiyorum. Ama lütfen canını yakma. Sevgilerle.
Martin --5 yaşında-

6) Sevgili Tanrı,
Bulutlardan biri yüzünü öyle korkunç yaptı ki ödüm koptu. N’olur söyle ona bi’ daha öyle yapmasın.
Ellen --3 yaşynda-

7) Sevgili Tanrı,
Sahiden var mısın? Bazıları buna inanmıyor: Eğer varsan gecikmeden bir şeyler yapmanda fayda var.
Harriet Ann --6 yaşında-

8) Sevgili Tanrı,
Eğer hiç kimse bilmeyecekse iyi olmanın ne yararı var?
Mark --8 yaşında-

9) Tanrı’cım,
Üst kattakiler durmadan bağıra çağıra kavga ediyorlar. Bence yalnızca çok iyi arkadaşların evlenmesine izin vermelisin.
Nan --5 yaşında-

10) Sevgili Tanrım,
Ne diye bu kadar çok insan yarattın. Başka bir dünya daha yapıp fazlalıkları oraya koyamaz mısın?
J.B. --7 yaşında-

11) Tanrım,
İnsanlara ruhları her zaman doğru mu dağıtıyorsun? Yanlış yapabilirsin.
Audrey --8 yaşında-

12) Sevgili Tanrı,
Sen tuhaf ne yaparsan yap herkes hayran oluyor; ama ben ufacık bir şaka bile yapsam yiyorum fırçayı.
Jodie --6.5 yaşında-

13) Sevgili Tanrı,
Bizi hiç merak etme çünkü bizimkiler çok dindar.
Teddy --9 yaşında-

14) Sevgili Tanrı,
Bende senin dışında bütün liderlerin resmi var.
Norman --6 yaşında-


15) Tanrım,
Şişman olunca kimse senin arkadaşın olmak istemiyor.
Billy Jean --9 yaşında-

16) Sevgili Tanrım,
Oğlanlar kızlardan daha mi üstün? Biliyorum sen de onlardansın ama gene de dürüst olmaya çalış.
Sylvia --5 yaşında-

17) Sevgili Tanrı,
Kitabını okudum ve beğendim. Bütün o fikirler nereden geldi aklına?
John --8 yaşında-

18) Sevgili Tanrı,
Zürafaların görünümünü isteyerek mi böyle yaptın, yoksa yanlışlıkla mı oldu?
Norman --4 yaşında-

19) Tanrım,
İncil’de neden hiç karının adi geçmiyor? Yoksa İncil’i yazarken daha evlenmemiş miydiniz?
Larry --6 yaşında-

20) Sevgili Tanrım,
Tamam İncil’de öbür yanağını çevir dedin biliyorum; ama kardeşim gözüme vurunca ne yapacağım?
Sevgiler, Teresa --5 yaşında-

21) Sevgili Tanrı,
Tanrı oldugunu nasıl bilebildin?
Charlene --3 yaşında-

22) Sevgili Tanrı,
Senin yaşına geldiğimde tıpkı senin gibi olmak istiyorum. Tamam mı?
Tommy --4 yaşında-

23) Sevgili Tanrım,
Eger Tanrı ben olsaydım bu kadar iyi olmazdım. Bunu aklından çıkarma.
Michelle --6 yaşında-


Çocuk İsteyenler İçin...


Çocukları çok seviyor, çocuk istiyorsunuz.
Emin misiniz? Tekrar soruyorum; emin misiniz? Karar vermeden önce,çocuklu yaşama kendinizi hazırlamaya ne dersiniz?


1-) Köşe başındaki süpermarkete gidin. Hiçbir şey satın almadan kasaya yönelin ve cebinizdeki bütün parayı kasiyere verin. Daha sonrada yandaki eczaneye gidin kredi kartı ile ilaçlar alın. Akşam saat 17:00 ile 22.00 arasında elinizde yaklaşık 4 kg. ağırlık taşıyarak sürekli ev içinde volta atın. Saat 22.00'de ağırlığı yatağa bırakın. Saati 24.00'e kurun ve yatın uyuyun. Saat tam 24.00'de kalkın.4 kg. ağırlığı tekrar elinize alın ve saat 01.00'e kadar evin içinde dolaşın. Ağırlığı tekrar yatağa koyun. Saatin alarmını 03.00'e kurun. Yatın. Uyuyamayacağınız için tekrar kalkın; bu kez elinizde ağırlık olmadan evin içinde dolanıp durun. Koltukta kendinizden geçin.03.00'te çalan alarm ile fırlayın, 15 dakikalık uykunun sersemliği ile yatağa yönelin, ağırlığı elinize alın. Saat 04.00'e kadar elinizde ağırlık varken karanlıkta dolanın ve bu arada yüksek sesle çocuk şarkıları, ninniler söyleyin. Kendinizden geçerek bir süre daha uyuyun. Böylece toplam uyku miktarınızı 45 dakikaya yükseltin. Kahvaltıyı hazırlayın. Güleryüzlü olun ve bunları 5 yıl boyunca her gece tekrarlayın

2-) Eve canlı bir ahtapot getirin...5 yıl boyunca düzenli bir biçimde her sabah onu giydirmeye çalışın. Ayrıca ahtapotu bir çuvala, hiçbir kolu dışarda kalmayacak şekilde, en kısa zamanda sokmanın provasını yapın.

3-) Bir kavun alın. Kavunun üstünde bir delik açın. Kavunu uzunca bir iple tavana asıp, sallayın. Kavun sağdan sola sallanırken, bir kaşık sıcak su alın,.sallanan kavunda daha önce açmış olduğunuz deliğe,yere dökmeden sokmağa çalışın.


4-) Ağzınızdan çıkan her cümleyi en az beş kez daha tekrarlayarak konuşmaya alışın. Bunu bir yaşam biçimi haline getirin.

5-) Dışarıya çıkmak için giyinin. Banyonun kapısı önünde tam tamına yarım saat bekleyin. Aşağıya inin. Kapının önünde beş dakika bekleyin. Sonra tekrar eve dönün.Tekrar dışarıya çıkın. Evin önündeki yolda yürümeye başlayın. çok ama çok yavaş yürüyün. Yürürken de yerde gördüğünüz her sigara izmaritini, cikleti, kirli kağıdı,mendili, karıncayı dikkatle ve uzun uzun seyredin. Aniden "yeter artık senden çektiğim" diye avazınız çıktığı kadar bağırın. Eve geri dönün. Her gün böyle yürüyüşler yapın.

6-) Süpermarkete gidin.Yanınıza da orta büyüklükte bir keçi alın: Süpermarkete girince keçiyi serbest bırakın.Daha sonra da keçinin içerde kırıp, tahrip ettiği her şeyin parasını sorgusuz sualsiz peki deyip ödeyin.


7-) Evdeki koltuklara tereyağı bulayın. Perdelere de reçel bulaştırın.


8-) Mutfakta pişmekte olan bir adet balığı çalın ve onu misafir odasında bir yere saklayın. Balığın odada 5 ay kimse tarafından bulunmadan kalmasını sağlayın.

9-)Evdeki yeni sulanmış çiçeklere elinizi sokun ve aldığınız çamurlar ile temiz duvarlar üzerinde figürler yaratın.


Nasılmış, çocuklu yaşama hazır mısınız? Bir daha DÜŞÜNÜN!


Çarşamba, Aralık 14, 2005

A.Ş.K. Neyin Kısaltmasıdır?


Yazar Tuna Kiremitçi'nin yeni kitabı 'A.Ş.K. Neyin Kısaltması'ndan ilgilnç bilgiler:

* Abartılı Şatafatlı Körlük

* Asılsız Şehvet Kandırmacası

* Alışılmadık Şablonlar Kaosu

* Ah Şu Kadınlar

* Abuk Şempanzeler Kulübü

* Aman da Şahlanıyor Kıratım (Cesur aşk)

* Anında Şebek Kontenjanındasın (Aptal aşk)

* Asla Şaka Kaldırmaz (Ciddi aşk)

* Açılmayan Şemsiye Kanatması (Terk edilmiş aşk)

* Amorti Şansına Kalmış (Umutsuz aşk)

* Azıcık Şampanya Koyayım mı? (Art niyetli aşk)

* Anında Şakkadanak Kapılmışım (İlk görüşte aşk)

* Aman Şablonu Kırmayalım (Sıradan aşk)

* Ağrısız Şahsiyet Kanatılır (Karşılıksız aşk)

* Arada Şizofrenlik Kaçınılmaz (Platonik aşk)

* Aman Şahan Kaçmasın (TV programı aşkı)

* Abi Şampiyonluk Kesin (Takım aşkı)

* Abramovich Şevçenko'yu Kapacak (Transfer aşkı)

* Avrupa Şirazeyi Kaçırdı (Dış politika aşkı)

* Abe Şugar Kapçıkağızlı (Roman aşkı)

* Alex Şahlandırıyor Kadıköy'ü (Fenerbahçe aşkı)

* Asın Şuh Kadını (Bağnaz aşk)

* Avşar Şutladı Kaya'yı (Magazin aşkı)

* Arboretum Şebboyu Kıskanır (Botanik aşkı)

* Amirim Şüpheliyi Kaçırdık (Görev aşkı)

* Aman Şahane Kitap (Okuma aşkı)

* Ahlat Şerbeti Kesmez (Tatlı aşkı)

* Arsız Şov Krallığı (Reyting aşkı)

* Az Şnitzel de Koysana (Gırtlak aşkı)

* Acur Şalgam Kabak (Kabzımal aşkı)

* Acımam Şamdan'ı Kapatırım (Bonkör aşk)

* Aslında Şurup da Kesmez (Bir grip aşk)

* Ayran Şarap Kokteyli (Midesiz aşk)

* Abicim Şerefsizim ki Kaçırmadım (Yalan aşkı)

* Amanııın Şamdan'a Kapağım (Şöhret aşkı)

Salı, Aralık 13, 2005

Çocukken Yaptıklarımız



*Uçak geçerken elimizi ağzımıza götürüp garip sesler çıkarmak
*Karıncaları yakalayıp arkadaşımızın yakaladığı karınca ile kavga ettirmek
*Lazerle komşularımızın ve yoldan geçenlerin önüne lazer ışığı tutup onları korkutmak
*Çamaşır makinesinin içine kafamızı sokup şarkı söylemek
*Burnumuzu karıştırdıktan sonra onları bir yere yapıştırmak
*Bakkaldan eve gelene kadar ekmeğin tüm kıtır yerlerini koparıp yemek
*Ağzımız tıka basa leblebi tozu ile doluyken ‘’papaz’’ demek
*Demir parmaklıklı evlerin önünden geçerken elimizdeki çubukla demirlerden çıkan tırrrrrrıııkkkk sesi ile ev sahibini rahatsız etmek
*Perdeden perdeye uçarak tarzancılık oynamak kopan kornişler yüzünden sopa yemek
*Bozuk para, bilye, düğme yutmak onları lazımlığa annemizin gözetiminde şey yapana kadar dışarı çıkamamak
*Ambalaj köpükleri ile yapay kar olüştürmak büyüklerimizede bak kar yağıyor demek
*Çişimizi ve öbürünü tutamayınca altımıza şey yapmak
*’’Hadi beni cennete götür diyerek ‘’ namaz kılan büyüklerimizin sırtına binmek
*Kertenkele ve diğer uçan hayvanların kuyruğuna ip bağlayıp peşimizde gezdirmek
*Komşularımızın bahçesine topumuzu atıp zillerine 100 defa basıp sabah işten gelen adamı uyandırmak
*Kibrit kutusunun içine kurbağa koyup kızlara vermek
*Kapıların ardına saklanıp ellerinde çay olan ebeveynleri bbbböööö diye korkutup çayı döktürmek
*Elbise dolaplarının içinde uyumak
*Buzdolabının ışıgının kapı kapalıykende yanıp yanmadıgını kontrol etmek için lastiklerini bıçakla açmak içine bakmak
*Sabah okula götürdüğümüz buz parçalarını arkadaşlarımızın sırtından aşağı bırakmak
*Zımba denilen oyunla birbirimizi pataklamak
*Merdivenlerin korkuluklarından en aşağıya kaymaya çalışmak
*Çnko atermit gibi çatısı olan çay bahçelerinin çatısına taş atıp oturanları rahatsız etmek oradan kaçmak
*Maymun taklidi yapmak
*Aptalca şarkılar söylemek anlamsız kelimeler üretmek
*Aaa diye yolda yürürken bağırmak
*Misket oynarken kapış diye kolaydan bilye kazanmak
*Kalkıp gitmelerine yakın misafirlerin ayakkabı bağcıklarını kör düğüm yapmak
*Yanlış numarayı arayanları yanlış numara deyip uyarmadan sesimizi kalınlaştırıp evet ben ahmet demek
*Apartmanların zillerine basıp kaçmak
*Kebapçıları arayıp komsumuzun adına sipariş vermek
*Kedinin dört ayak üstüne düşüp düşmediğini kontrol etmek için hayvancağızı 6. Kattan aşağı atmak
*Dişimizle gazoz açmak açtıktan sonra çalkalayıp başkalarının üstüne fışkırtmak
*Tuvalete girmeye üşenip saksıya işemek
*Kafayı balkon ve merdiven demirleri arasına sokmak
*Balkona saklanıp su tabancası ile gelenlerin üstüne su sıkmak

Pazarlamacı


Kadın: (İşten eve gelmiştir yorgundur).Yorgunum çok yorgunum tek bir ses bile duymak istemiyorum.
Pazarlamacı: (Zili çalar).
Kadın:Kim bu yaa şimdi geldim.
Pazarlamacı:Merhaba hanımefendi ablacığım kapıyı açmak la ne kadar iyi ettiğinizi birazdan anlayacaksınız.İçeri girmez miyim e gireyim bari
Kadın:Ne oluyor be sen kimsin ne istiyorsun.
Pazarlamacı:Ablacığım ben bir şey istemiyorum.Siz istiyorsunuz ama sayemde istediğniz ansiklopedilere kavuşacaksınız.Körün istediği bir göz Allah verdi mavi lens
Kadın:Allah Allah sen kimsin evladım
Pazarlamacı:Haklısın ablacığım kendimi tanıtmayı unuttum.Benim adım Cengiz ama arkadaşlar kendi aralarında bana Nuri demezler.
Kadın:Adın Cengiz ise arkadaşların sana niye Nuri desinler
Pazarlamacı: İyi ya abla bizde demezler diyoruz.sen niye bağırıyorsunuz.Sizin adınız neydi durun ben tahmin edeceğim Şahabettin
Kadın:Saçmalama
Pazarlamacı:Zilin üstünde Şahabettin yazıyor.
Kadın:O babamın adı
Pazarlamacı:Zil babanım mı seni görmeye gelenler bu zili kullanmıyor mu sizin ailede herkesin ayrı bir zili mi var yav ne müsrifçi bir aileymiş memleket nere zile mi?
Kadın:Allah Allah sen ne istiyorsun kardeşim.
Pazarlamacı:Ablacığım be Neşınıl Haşırt ansiklopedi satarım peşin fiyatına bir taksit o da senin güzel hatırına
Kadın:Banane
Pazarlamacı:Banane olur mu ablacığım sen alacaksın
Kadın:Bak çocuğum
Pazarlamacı:Hııı
Kadın:Çok yorgunum
Pazarlamacı:Valla mı
Kadın:Aşırıda sinirliyim
Pazarlamacı:Bırak şimdi
Kadın:Ansiklopedi felan da istemiyorum evimi terk etmeni istiyorum.
Pazarlamacı:Tamam abla tamam kimseye zorla bir şey satacak değiliz.Sen kaç taksit yapacağız onu söyle.
Kadın:Aa ama sen beni çıldırtmaya mı geldin ansiklopedi felan istemiyorum evimi terk etmeni istiyorum.
Pazarlamacı:Tamam abla tamam almak istemediğini mi ima ediyorsunuz.
Kadın: (Bağırarak)Ne iması kardeşim açık açık söylüyorum ansiklopedi felan istemiyorum.
Pazarlamacı:Bir dakika bir dakika siz benim kim olduğumu tanıyor musunuz ben Mehmet
Çubukluoğlu’nun kardeşiyim kardeşi bee
Kadın:Mehmet Çubukluoğlu da kim?
Pazarlamacı:Benim abim olur siz tanımazsınız sen kaç taksit yapacağız onu söyle
Kadın: (Ağlayarak) Allah kar etsin yaa sen beni çıldırtmaya mı geldin Niye beni sinir ediyorsun
Pazarlamacı: (Selpak verir)Al şunu al
Kadın:Bu ne bee
Pazarlamacı:Biraz sümüklü ama sen idare et ablacığım gençsin güzelsin başkasını bulursun
Kadın:Ne diyorsun bee
Pazarlamacı:Ablacığım seni terk ettiyse kendi kaybeder sen kaç taksit yapacağız onu söyle
Kadın:Yalvarıyorum sana düş yakamdan düş evimden düş 8. kattan düş bak karakol 2 sokak ötede seni son kez uyarıyorum.
Pazarlamacı:Abla bak kalbimi kırıyorsun farkında değilsin benim hayatım keder dolu bilmiyordun değil mi ben doğmadan annem ölmüş beni teyzem doğurmuş babam daha iki gün önce sünnet oldu masraflarını ben karşılıyorum.(Sarılarak) Ekmek parası cüzdan yarası abla
Kadın:Ne oluyor bee bunu sen istedin(Telefonu eline alır karakolu arar)
Alo 155 mi 2 sokak üstünüzde gül apartmanı daire 8 hemen gelin haneye tecavüz var.Şimdi görürsün sen
Pazarlamacı:Ablacığım ne gereği vardı boşuna kontörlerin gitti Sen şimdi ansiklopedi almayacağını mı ima ediyorsun.
Kadın:Yeter artık be ne iması sabahtan beri açık açık söylüyorum
Pazarlamacı:Hı hıh böyle de canımı ye kimseye zorla bir şey satacak değiliz.Benim için hayatta 8 prensip var.
Kadın:Neymiş onlar.
Pazarlamacı:Pamuk prenses ve 7 cüceler.
Kadın: (Yakasına sarılarak) Ben şimdi senin
(Kapı çalar ve polis içeri girer)
Kadın:Hoş geldiniz memur bey .Ben bu adam dan şikayetçiyim.Hemen tutuklayın onu
Polis:Tamam
Kadın:Hatta camdan aşağı atalım kaza süsü veririz.
Polis:Sus lan geç kenara tamam abla o kolay sen şu elimde gördüğün tencere setinin ne kadar ucuz olduğunu biliyor musun
(KADIN BAYILIR)

Kasparov, bilgisayar ve kadınlar




Geliştirilen bir Deep Blue modeli, satrançta Kasparov'u yenmiş. Bunu büyük bir başarı olarak görüyorlar. Satranç oynamak çok zor bir şeymiş gibi reklam yapıyorlar.

Bu dünyada yapılacak en zor karşılaşma "bir kadını anlamak"tır. Bunu bilmiyorlar. Ben de bu sorunu çok düşündüm ve bir "kadınları anlama simülatörü" yaptım.

Bu simülatörün üzerinde çalıştığı bilgisayar trilyonlarca hesaplamayı aynı anda yapabiliyor.

Bu kadar uğraştıktan sonra bile ilk denememde bilgisayar yenilmekten kurtulamadı.

Sokaktan çevirdiğim bir bayan ile yapılan karşılaşma logları aşağıdadır :


Birinci müsabaka :

Kadın: Bilgisayar söyle bakalım saçlarımın yeni modelini nasıl buldun?

Bilgisayar: Böyle çok güzel olmuşsunuz efendim.

Kadın: Önceden güzel değildim yani?

Bilgisayar: Hayır önceden de güzeldiniz ama böyle çok güzel olmuşsunuz efendim.

Kadın: Önceden bu kadar güzel değildim yani?

Bilgisayar: Hayır efendim önceden de çok güzeldiniz.

Kadın: Şimdi pek o kadar güzel olmamışım ama?

(Bilgisayar terk eder)


İkinci müsabaka :

Kadın: Bilgisayar, erkek arkadaşımdan ayrılmak istiyorum ben.

Bilgisayar: Pek mutlu değilsiniz zaten efendim, ayrılın bence.

Kadın: Ama onu seviyorum.

Bilgisayar: O zaman konuşarak sorunlarınızı çözmeyi denemelisiniz.

Kadın: Yüzünü görmek, sesini duymak bile istemiyorum o hayvanın.

Bilgisayar: O zaman mail atın, görüşmeyeceğinizi söyleyin?

Kadın: Hayır ondan ayrılamam.

Bilgisayar: Kendinize biraz zaman tanıyın, duygularınız düsünceleriniz netleşsin.

Kadın: Ne istediğimi biliyorum ben. Onunla asla olmaz.

(Bilgisayar terkeder)


Üçüncü müsabaka:

Kadın: Bilgisayar, sen beni sevmiyorsun.

(Bilgisayar terk eder).

Evlenecek Bir Kız Arıyorum!




1.70 boylarında,
iri yeşil gözlü (mümkünse mevsimsel olarak güneşe göre rengi değişebilsin)
minik çene, bıdık burun,
öpülesi, kendinden pembe dudaklar minik bir ağız.
ince bir boyun,
saçlar uzun beline doğru şöyle, esmer
yarım washinton portakalı büyüklüğünde (avuçtan taşmayacak...) gögüsler. (80 - 85 ayarında yani)
gergin bir göbek (şöyle dokunduğunda irkilmesini izleyebilecen...)
bel bölgesindeki kemikleri belli olmasın hafif basenler şöyle (hatun dediğin ele gelecek...)
hafiften iri kalçalar (basenlerle uyum içinde olacak, kalp şekli yakalanabilirse enfes olur)
düzgün bacaklar (kemikleri belli olmayacak)
ince ayak bilekleri
37 yada 38 numara ayaklar
bakımlı parmaklar, pembe topuklar

fiziksel olarak böyle bişey benim düşündüğüm.

gelelim huyuna suyuna,

1 kere eğitimli olmalı, mesela kütüphanecilik, işletme, iktisat, dietisyen mesela
2 benden az kazanmalı (uçurum olmadan, misal ben 1milyar kazanıyorsam oda 700m olsun)
3 aşret bir kız olsun, oturmayı kalkmayı, büyüklerine hürmet etmeyi bilsin.
4 herşeye peki demesin ama orta noktada buluşmayıda bilsin
5 deli gibi aşık olsun bana etrafdaki daha iyi alternatiflerle bana boynuz takmayacak kadar sevsin beni
6 anne vasıflarına sahip olsun şevkat göstermeyi bilsin (kendi isteyince anne olucak, ısrar etmeyecez...)
7 acımızdan ölmeyecek kadar yemek pişirmeyi bilsin yeter (misal yumurta, pilav, makarna)
9 hanım hanımcık giyinsin. (öyle g-string, göbeği açık gömlek tişört olayı bize ters)
10 dinlemeyi bilsin aynı zamanda kendini dinlettirsin benimle ağlasın benimle gülsün.
11 damak zevkimiz birbirine yakın olsun. yemeğe çıktığımızda birimiz aç kalmasın
12 yapmacık/yalancı olmasın, sevdiğine sevdim, sevmediğine sevmedim diyebilsin.
13 arkadaşlarımı sevsin, arkadaşlarımın kız arkadaş/eşlerini sevsin, sevmesede katlanabilsin.
14 ailesi çok zengin olmasın ama bize muhtaç durumda da olmasınlar.
15 ailesi çocuk sever olsun torunları üstlerine atıp tatile gidebilelim.
16 beni çevremdeki hatunlardan kıskansın, zaman zaman bu yüzden bana trip yapsın.
17 eski erkek arkadaşlarının büyük bir kısmı ölmüş olsun. ölmemişler evli ve çocuklu olsun görüşmeyelim.
18 kitap okusun, banada döve döve okutsun. entellektüel birikimi olsun ama entel olmasın.

işte böyle bişiy...

gelen mesajlar üzerine benim eklemeyi unuttuklarım :

19 öyle kulağına göbeğine metal şeyler takmasın
20 hiç bi yerinde dövme olmasın
21 metal müzik dinlemesin
22 evde eğlenmeyi tercih etsin ama dışarda da eğlenmeyi bilsin
23 cebinde faturalı hat kullansın, ayrıntılı faturası bana gelsin ben ödeyeyim.
24 yoga, solaryum, fitness gibi abu işlerle uğraşmasın ama kuaföre gitsin, güzellik salonuna gitsin.

Bu özelliklere sahipseniz benimle iletişime geçiniz...

Evlilik Neye Benzer?



Evlilik "SAKIZ"a benzer. Çiğnemesini bilirsen iyi ve faydalı... Çiğnemesini bilmezsen can sıkıcı ve sinir bozucudur. Peki, neden başka bir şeye değil de sakıza benzer?

1. Çünkü sakız ne kadar faydalı ve eğlenceli olursa olsun gerekli değildir. Çiğnemesen de olur.

2. Sakız ilk zamanlar ağıza ferahlık verir hoş olur ama zamanla çürür ve tadı acılaşır.

3. Çürüyen sakız yapışkandır. Bulaştığı yerden temizlemek, ondan kurtulmak çok zor, bazen imkansızdır.

4. Sakızın ağızda bıraktığı tadı sadece çiğneyen bilir. Tatlı mı yoksa acı mı olduğunu başka kimse bilemez. Onlar sadece senin sakız çiğnediğini bilirler o kadar.

5. Sakız çene kemiklerini güçlendirir. Evlilik de öyle...Sürekli tartışma ve bağrışma zamanla çiftlerin güçlü birer çene kemiğine sahip olmasını sağlar.

6. Sakız çiğnerken başka bir şey yiyemezsin yoksa sakız bozulur...

7. Sakızın kağıdını açıp fıkra veya falı okuduğunuzda çok eğlendirir gülersiniz. Ama bu çok kısa sürer. Evlilikte ki balayına benzer.

8. Çam sakızı ya da hakiki damla sakızları vardır. Kolay kolay çürümezler çiğnendiği sürece zevk verirler. İşte bu da aşk evliliği denen olaydır.

9. Sakız; sigarayı bırakmak ve abur-cubur yememek için tercih edilir.

10. Sakız çiğneme olayının gerçekleşmesi için ezmek ve çiğnemek gerekir. Evlilikte de kim dişliyse o ezer. Sakız tokluk hissi verir. Karnın aç olsa da kendini tok hissedersin..

Pazartesi, Aralık 12, 2005