Pazar, Temmuz 09, 2006

Kadın Türleri



AK KADIN


Evi siler süpürür durur. Camlar, kapılar, duvarlar pırıl pırıldır. Bal dök
yala, ama işte o kadar. Başka bir şey arama... Kapıda "Kirli ayaklarınla
girme. Daha yeni temizledim, sakın kirleteyim deme. Usandım şu evin kirinden
pasından" diye bağırır. Kocası azıcık itiraz edecek olsa, "Başkaları gibi
eve temizlikçi kadın almıyorum, gene de yaranamıyorum" diye sızlanır.


PAK KADIN


İki de bir banyo yapar, çamaşır yıkar. Kocasına, "Kirli elbiselerinle oraya
oturma. Eve girer girmez banyoya! Şu pis şeyleri çıkar da gir yatağa" diye
çıkışır. Yatakta adama, "Akşama kadar çamaşır, ütü beni yordu. Şimdi seninle
ugraşamam" diye sırtını döner. Ona göre, sadece yıkamak, ütülemek hüner...


LAK LAK KADIN


Uyanır uyanmaz hemen başlar mesaiye. Yan komşuya günaydın demeye gider,
oradan alt kata damlar. Akşama dek yüz kapının ipini çeker. Ayaklı
gazetedir. Çene çalmayı çok sever. Lak lak etmekten yemek yapmayı unutur.
Kocasını, "Bu akşam da peynir, ekmek, zeytin falan yiyiverelim. Üstüne de
mis gibi çayları içtik mi ohhhh!" diye avutur. Adam, "Her akşam böyle
diyorsun. Midem sulu yemeğe hasret kaldı be!" diye diklenmeye kalkarsa, "
Bunu da bulamayanlar var, şükret haline" der, yani zeytin yağı gibi üste
çıkar ve onu susturur.


YAK KADIN


İçi seni yakar, dışı beni. Süslenir, püslenir, alımı çalımıyla erkeklerin
gönlünü yakar. Aynanın önünde onu mu giysem bunu mu.. derken ocaktaki yemeği
yakar. Bütün parasını giyime kuşama harcar. Böylelerine "süs biberi" derler,
"Adamcağızın başını yaktı" diye eleştirirler. Bir sigara yakar, vitrinlere
bakar. Ocağı açık bıraktığını unutur, dükkan dükkan gezerken evi bile
yakar!...


BAK KADIN


Evdeki kiri, tozu görmez ama sokaktan kimler gelip geciyor, komşulara
kimler girip çıkıyor, hepsini görür. Bir gürültü duysa bakmak için hemen
koşar. Televizyon ekranına, vitrinlere bakmaya bayılır. Bir eve gittiğgi
zaman kadının giydiği giysilerden, evdeki eşyalara kadar her şeye bakar,
yorum yapar. Tabi ikide bir de aynaya bakar kendini inceler. :)


TAK KADIN


Mücevheri pek sever. Kolarına bilezikler, boynuna kolyeler, kulağına
küpeler takar. Aklı fikri altın gümüş takılardadır. Birini çıkarır öbürünü
takar. Bazen de üçünü beşini bir arada takar. Eve gelinceye dek peşine
erkekleri takar, ama kendisi kimseyi takmaz. Kuyumcularla senli benlidir.
Kocasının boynuna bir halka takar peşinden sürükler durur...


SOKAK KADIN


Gözü hep dışardadır. Gezmeyi çok sever. Sabah evden bir çıkar sokak sokak
dolaşır, turistik sosyetik yerlere gider. Sokakta tanıştığı insanlarla hemen
kaynaşır. Eve girmeyi canı istemez. Orada bile pencereden sokağa bakar
durur. Güzel havalarda parklarda, sokak kapısının önünde oturur. Bıraksalar
sokakta yatar. Böylelerini ya koca kendisini, ya da kendisi kocasının
başından atar. Bu tür kadınlara halk arasinda "sokak süpürgesi" derler.


ATAK KADIN


Erkeklerin kadınları ezdiği inancındadır. İkide bir de onlara çatar, "Bizi
köle gibi kullanıyorsunuz" diye suçlar, oysa kendisi kocasının parasını yer,
vaktini kadın derneklerinde, toplantılarda, panellerde geçirir, evine hiç
bakmaz. Kocası biraz söylenecek olsa, "Zaten siz erkekler hep böylesiniz.
Bizleri eve zincirlerle bağlamak istersiniz" der, ondan bir hediye almadan
barışmaz.


BATAK KADIN


Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Aliye giydirir. Erkek gibidir
veresiye alışveriş eder. Borç takmadığı esnaf yoktur. Yakalanacağını
anlayınca mekan değiştirir. Makyajıyla erkeklerin akıllarını başlarından
alır, " Buyrun efendim. Dükkan sizin. Ne isterseniz alın. Para önemli değil"
dedirtir. Koca taksit ödemekten illallah eder. Karısına biraz yaklaşacak
olsa "Dur ne yapıyorsun? Makyajımı bozacaksın" saçına el atsa, "Aman saçımı
bozacaksın. İkide bir de kuaför parası veremem, zaten borcum var kendisine"
yanıtını alır.


HAK KADIN


Hem dışarıda hem evde çalışır. İşten gelir gelmez dış kıyafetini çıkarmaya
vakit bulamadan mutfağa girer, yemeğe, bulaşığa el atar. Salatayı yapar,
sofrayı kurar, kocasının önüne koyar, akşam da onun gönlünü yapmaya çalışır
Cumartesi pazarın keyfini çıkaramaz. Tatil yapamaz. Evi temizler, çamaşır
yıkar, her tarafi siler süpürür, çocuğa bakar ama gene de kimseye yaranamaz.
Kocası kendisini soğuklukla suçlar, hısım akraba, hiç bizi arayıp
sormuyorsun der. Konu komşu burnu büyük, kimseyi beğenmiyor diye dedikodu
eder. Tam bir oh çekip oturduğu sırada kocası bir bardak su ister. "Kalk
kendin al" dese suç olur.


Cevapla

Hiç yorum yok: