Cuma, Ocak 12, 2007

Bilimsel Efsaneler (Yazı)


Bilimsel efsanelerÇin Seddi uzaydan görünür mü? Beynimizin sadece %10’unu mu kullanıyoruz? Esnemek bulaşıcı mıdır? Kediler dört ayak üzerine mi düşerler? Her şeyin olduğu gibi efsanelerin de bilimsel bir açıklaması var.

Su, kuzey yarımkürede ayrı, güney yarımkürede ayrı yönlerde mi döner?
Giderinden girdap oluştura oluştura akan suyun, kuzey yarımkürede ayrı yönde, güney yarımkürede ayrı yönde döndüğü sanılır, bu da dünyanın dönüş hızına bağlanır. Oysa dünyanın dönüş hızı, suyun yönünü etkileyecek kadar hızlı değildir. Lavabonun yapısına göre yan yana duran iki giderden akan suyu bile ters yönlere döndürebilirsiniz.

İnsan, beyninin sadece %10’unu mu kullanır?
Bilim adamlarını övmek için gazetelerin uydurduğu bir bilgi olmalı. İnsan uyurken bile beyninin büyük kısmı aktiftir. “İnsanlar, beyinlerinin olası potansiyelinin %10’unu kullanıyorlar” deselerdi belki bu kadar saçma olmazdı, beynimizin gerçek potansiyeli hakkında hiçbir fikrimiz yok. Ancak insan beyninin her kıvrımı aktif olarak çalışır. İnanmıyorsanız MR’a girin, rengârenk sonuçları kendiniz görün.

Bir gökdelenin tepesinden bırakılan bozuk para, birini öldürebilir mi?
Eğer kötü bir niyetiniz varsa, bozuk para seçmemenizi öneririz. Aerodinamiklikle alakası olmayan biçimini ve pütürlü yüzeyini düşünürsek, Petronas Kuleleri’nin tepesinden bile bıraksanız, evinizin penceresinden aşağı bırakmanızdan bir farkı olmaz.

Bilimsel efsanelerYetişkinler, yeni beyin hücresi üretirler mi?
Denir ki; 20’li yaşlardan sonra beyin, yeni hücre üretmez, cepten yer, bu yüzden de yaşlandıkça unutkanlaşırmışız. Gerçekten de beynin gelişiminin en hızlı olduğu dönem çocukluk, ancak ondan sonra da beyin hiç durmadan yenilenmeye devam ediyor. Annelerin, çocukları kafalarını bir yerlere çarptığında aptal olacaklar diye endişelenmelerine gerek kalmadı.

Böcekler kafaları kesildikten sonra da yaşayabilir mi?
Evet, böcekler kafaları olmadan, açlıktan ölene kadar yaşayabilir. Ama sadece onlar değil, tavuklar da. Tavukların kafaları olmasa da merkezi sinir sistemleri yaşamalarına izin verir. Açlıktan ölene kadar ortada gezinmeye devam ederler. Kuş beyinli işte.

Tavuk suyuna çorba, soğuk algınlığına iyi gelir mi?
“İyi gelmek”ten kasıt “iyileştirmek”se, o biraz zor. Ama kastedilen şey “kendini iyi hissettirmek”se, o olabilir. Tavuk suyunun, boğaz ağrılarını rahatlattığı biliniyor. Üstelik sıcak. Üstelik lezzetli. Neden olmasın?

Esnemek bulaşıcı mıdır?
Bu konuda hâlâ kesin bilimsel bir veri yok ama şempanzeler bile, birbirlerini esnerken görürse esnemeye başlıyor. Tamamen psikolojik olmakla birlikte, bu satırları okurken bile esnenmeye başlandığını biliyoruz.

Hayvanlar, afetleri önceden sezer mi?
Hayvanların böyle bir yeteneği olduğuna dair hiçbir bilimsel veri yok. En azından bir altıncı hisleri yok. Ancak bizim duymadığımız frekanslardaki sesleri duyuyor olabilirler.

Bir çiklet yutarsanız, 7 yıl boyunca midenizde kalır mı?
Doğal gıdaları sindirmekten daha zorsa da çikletlerin mideniz tarafından böyle özel bir muameleye tabi tutulduğu doğru değil. Bu düşüncenin, yapış yapış bir şeyi yutmayalım diye annelerimiz tarafından uydurulduğuna eminiz.

Çin Seddi, uzaydan görülebilen insan yapımı tek yapı mıdır?
Daha atmosferden çıkmadan önce görülebildiği doğru. Ancak o yükseklikte mistik olmak istersek piramitleri, sıradan olmak istersek havaalanlarını da görebiliriz. Mesela aydan bakarsanız hiçbir şey göremezsiniz.

Aynı yere iki kere yıldırım düşer mi?
Yıldırım, yüksek yerlere düşer, yani etrafta yüksek olan tek bir yer varsa oraya defalarca yıldırım düşebilir. Mesela Empire State binasına yılda ortalama 25 kere yıldırım düşüyor.

Bilimsel efsanelerKediler daima dört ayak üzerine mi düşer?
Kediler gerçekten de çoğunlukla nazikçe yere inerler. Ancak her zaman değil! Düşme açısı önemlidir. Yani kedi bilinçli olarak atlarsa başına hiçbir şey gelmez, ancak ayağı kaydıysa, yani kazayla düştüyse yere dengesiz düşme ihtimali vardır. Genel kanı olan “ne kadar yüksekten düşerse o kadar iyi” düşüncesi de doğru. Yani ikinci kattan kötü bir açıda düşen kedinin dört ayak üstüne inme şansı, altıncı kattan kayarak düşen bir kedinin dört ayak üstüne inme şansından az, yükseklik, yani artan serbest düşüş süresi, kediye toparlanıp dengesini kurmak için zaman sağlıyor. Ancak bu, gökdelenden düşen kedi de dört ayak üstüne düşecek demek değil.

Öldükten sonra saçlarımız ve tırnaklarımız uzamaya devam eder mi?
Etmezler. Ancak vücudumuz su kaybettiği, yani büzüştüğü için tırnakların kökünü kaplayan etler bir miktar çekilebilir. Bu da sanki tırnak uzamış gibi görünmesine yol açar.



Kaynak:www.istegenc.com.tr

Hiç yorum yok: