Ya bu dükkanların isimlerini görünce sinir oluyorum ben, sonlara doğru bir adam konuşuyor, bu dükkanlara belediyenin çeşitli yaptırımlar uygulaması ile ilgili. Çok haklı bence, eğer Türkçe isim koymayanlara bir ceza uygulamıyorlarsa da, (bu biraz aşağılayıcı oluyor Türkçe'yi ama) Türkçe isim koyanları bir şekilde ödüllendirsinler, en azından bunu cazip hale getirmiş olurlar.
Özellikle turistik yerlerde ezcane gibi dükkanlarda "apotheke" ya da "pharmacy" falan yazmasını anlarım, sonuçta turistleri de düşünmek lazım, ama dükkanın ismini ing. koymanın ne gibi bir açıklaması olabilir? Bilmemne "Kids" yazmış filmde birisi, acaba kaç kelime ingilizce biliyor bunu yazan adam?
Bu tamamen eğitim sistemiyle ilgili bir şey, insanlar cahiller dilin bir millet için ne kadar önemli bir değer olduğu konusunda. Ortaokulda vs. haftada 2 saatlik dandik, hiçbir işe yaramayan bir ing. eğitimi vereceklerine, bunu öğretmeye çalışsınlar çocuklara..Yoksa bizi ekonomik krizlerden önce bu yabancı dil egemenliği bitirecek..!
Ben bir üğretmenim ve gençleri bu konuda bilgilendirmenin faydalı olduğunu görüyorum.Gençlerin bir çoğu bu konuda hassas;özellikle okullarda Oktay Sinanoğlu'nun konuyla ilgili kitaplarını,makalelerini onlarla paylaşırsak,dilimizi ve kültürümüzü emperyalizmin tehtidinden korumak için gerekli adımları atmaya başlamış sayılırız.Sokaktaki cahil insanlara -dünya birleşiyor,küreselleşiyoruz diye uyutulanlar- yine bu gençlerle ulaşabiliriz.Tasarı ödevi olarak bu konuyla ilgili röportaj yapmalarını,işyerlerine yabancı isimler verenlere bunun sebebini sormalarını isteyebiliriz.Her zaman güzel karşılanmıyor bu sorular ama en azından bu konunun sorgulanıyor olması bile, düşünen insanlarda kıpırdanmalar sağlar diye düşünüyorum.Burada en büyük iş yine öğretmenlere düşüyor.Haydi sevgili meslektaşlarım,öğrencilerimizin kendi geleceklerine müdahale edebileceklerini öğretmeye buradan başlayalım!
Bu saptamalarınız ne ki! Geçenlerde Fransadaki olaylarla ilgili olarak'bazı yeni yetmelerin' başı sonu belli olmayan;özü,bölümlemesi,sohbetleri birbirine karışmış,sözüm ona 'haber programı' hem metideki söz dizimi hem deyilerin kullanılması bir diğer 'ihanetti Türkçe'ye' Ayrıca Türkçede bulunan on binlerce söz bitmiş gibi 1+100,3'ü Bir Arada,4'ü Birden,Edebiyat Mekan,Tarih Mekan gibi nice uyduru,zorlama 'program adları' da yeni bir çığırın başlangıcı TRT'de. Bir de 'Zamanın Tanığı' gibi sündürüldükçe sündürülen,TRT'den 'özel ellere' geçen bir resimler geçidi var:Dökülüyor! Halk TRT'yi izlemiyor beyler! Doğruyu,güzeli,iyiyi bulmak için çalışalım! RTÜK ile TDK Başkanlar ile üyeleri olan bitenleri nereden seyrediyorlar? Hiç mi bir araya gelmiyorlar!? Ekogün,FotbolVizyon gibi daha nice uyduruk adlar TRT'de nasıl yayınlanıyor. TRT'nin Başındaki GÜney'den geçtik:Gn.Md.Yrd.Sayın METE, eski bir Yazarlar Birliği Gen.Sekreteri olarak tüm bu olumsuzluklara nasıl göğüs geriyor?! Çünkü olay 'tahammül sınırlarını' aşmış durumdadır! TRT'nin sorunu yönetim sorunudur! TRT'nin sorunu TDK tarafından hazırlanmış olan Sözlüğü bilememektir! Yapımcılarını,yönetmenlerini,yeni yöneticilerini Kurum içi eğitimlerden geçirmemiş olmasıdır. Eğitimlerinde TDK ile hiç işbirliği yapmış mıdır ki TRT'den ç o k ş e y bekleyelim.
Çoğu ilimizde elektrik ve su faturalarının ingilizce geldiği ülkemizde dükkan isimlerini mi tartışmalıyız? Küreselleşme'nin etkisi değil midir bu? Bilmem dikkatinizi çekti mi ama yazdığımız yorumların devamında bile Pınar said vb. yazıyor! İstediğimiz türkçe ismi koyalım ama halk yine kullanmak istediğini kullanacaktır, bu durumda TDK'nın yabancı kelimelere bulduğu Türkçe karşılıkların anlamlı bir o kadar da kullanışlı olması gerektiğini düşünüyorum!
Mr. Senturk, yorumunu dikkatle okudum. Gerçekten çok güzel bir noktaya değinmişsin; ancak eleştirini okurken benim de dikkatimi çeken isminin başındaki "Mr" unvanı oldu. Sence de yorumunla biraz çelişkili olmamış mı, ne dersin?
TRT'yi bu çalışmasından ötürü kutluyorum. Ben bir Türk denizcisiyim. Mesleğim itibari ile sürekli yurtdışında bulunuyorum. Birçok yabancıda bulundum. Bunlar içinde yalnızca sömürge olan ya da sömürgelik yaşamış ülkeler başka milletleri dillerini konuşuyor ya da dükkanlarının levhalarına yazıyor. Örneğin Tunus, Cezayir, Fas... Bunlar Fransız mezalimini yaşamış ülkeler. Fransızlaştırılmış çünkü halkı büyük oranda Fransızca konuşuyor. Ana dilleri Arapça olması bu durumda pek birşey ifade etmiyor. Çünkü bir yabancı olarak bu ülkelere baktığımda gördüğüm o ülkenin kültürü ve dili değil. Ve bu ülkeler yüzyıllarca Osmanlı çatısı altında yaşamış olmasına rağmen hiçbir şekilde Osmanlılı olmamışlar. Diğer taraftan Avrupa ülkeleri ve İngiltere. Portekiz, İtalya, İspanya... Bu ülkelerin hiçbirinde sokaklarda bu dil yozlaşmasını göremezsiniz. Bu ülkeler de insanlar bilseler dahi İngilizce konuşmazlar. İngilizce selamı bile almazlar. Ve İngiltere... İnanın İngiltere sokaklarında hiç yabancılık çekmiyorsunuz bir Türk olarak. Malesef bugün dünya üzerinde kendi dilini unutmaya zorlanan ülkelerden biriyiz. Yozlaştırılıyoruz. Çanakkale'de, Sakarya'da, kuzeyde güneyde batıda doğuda, Anadolu'da, her karış toprakta verdiğimiz savaş "Emperyalizm"e karşı değilmiydi! Bir var olma mücadelesi değilmiydi! Çanakkale'ye dört koldan yüklenen sırtlan kümelerine karşı verilen bir mücadele değilmiydi! Ben bu vatanın bir evladı olarak atalarımızın kanını döken milletlerin dilini sokaktaki levhalara yazan zihniyete, buna izin veren zihniyete lanet okuyorum. Aynı şekilde yalnızca dış güçlerle kalmıyor tehlike. Ya içimizdekiler! Beyler, Hanımlar uyanın. Bu ülkede yalnızca bir tek bayrak, bir tek dil vardır. AY YILDIZLI AL BAYRAĞIMIZ ve ÖZ DİLİMİZ TÜRKÇE. Bu ülenin eğitimi de, yayını da bu dille yapılır. Öyle olmalı ve öyle kalmalıdır. Türkçe'ye sahip çıkmak Türkiye'ye sahip çıkmaktır. Aksi asla iddia edilemez. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!
evet eger banada yardımcı olursanız bende indirmek istiyorum çünkü benimde ödevim bundan eger yardımcı olursanız çok mutlu olurum.şimdiden teşekkür ederim hepinize.
10 yorum:
Ya bu dükkanların isimlerini görünce sinir oluyorum ben, sonlara doğru bir adam konuşuyor, bu dükkanlara belediyenin çeşitli yaptırımlar uygulaması ile ilgili. Çok haklı bence, eğer Türkçe isim koymayanlara bir ceza uygulamıyorlarsa da, (bu biraz aşağılayıcı oluyor Türkçe'yi ama) Türkçe isim koyanları bir şekilde ödüllendirsinler, en azından bunu cazip hale getirmiş olurlar.
Özellikle turistik yerlerde ezcane gibi dükkanlarda "apotheke" ya da "pharmacy" falan yazmasını anlarım, sonuçta turistleri de düşünmek lazım, ama dükkanın ismini ing. koymanın ne gibi bir açıklaması olabilir? Bilmemne "Kids" yazmış filmde birisi, acaba kaç kelime ingilizce biliyor bunu yazan adam?
Bu tamamen eğitim sistemiyle ilgili bir şey, insanlar cahiller dilin bir millet için ne kadar önemli bir değer olduğu konusunda. Ortaokulda vs. haftada 2 saatlik dandik, hiçbir işe yaramayan bir ing. eğitimi vereceklerine, bunu öğretmeye çalışsınlar çocuklara..Yoksa bizi ekonomik krizlerden önce bu yabancı dil egemenliği bitirecek..!
Ben bir üğretmenim ve gençleri bu konuda bilgilendirmenin faydalı olduğunu görüyorum.Gençlerin bir çoğu bu konuda hassas;özellikle okullarda Oktay Sinanoğlu'nun konuyla ilgili kitaplarını,makalelerini onlarla paylaşırsak,dilimizi ve kültürümüzü emperyalizmin tehtidinden korumak için gerekli adımları atmaya başlamış sayılırız.Sokaktaki cahil insanlara -dünya birleşiyor,küreselleşiyoruz diye uyutulanlar- yine bu gençlerle ulaşabiliriz.Tasarı ödevi olarak bu konuyla ilgili röportaj yapmalarını,işyerlerine yabancı isimler verenlere bunun sebebini sormalarını isteyebiliriz.Her zaman güzel karşılanmıyor bu sorular ama en azından bu konunun sorgulanıyor olması bile, düşünen insanlarda kıpırdanmalar sağlar diye düşünüyorum.Burada en büyük iş yine öğretmenlere düşüyor.Haydi sevgili meslektaşlarım,öğrencilerimizin kendi geleceklerine müdahale edebileceklerini öğretmeye buradan başlayalım!
Bu saptamalarınız ne ki!
Geçenlerde Fransadaki olaylarla ilgili olarak'bazı yeni yetmelerin' başı sonu belli olmayan;özü,bölümlemesi,sohbetleri birbirine karışmış,sözüm ona 'haber programı' hem metideki söz dizimi hem deyilerin kullanılması bir diğer 'ihanetti Türkçe'ye'
Ayrıca Türkçede bulunan on binlerce söz bitmiş gibi 1+100,3'ü Bir Arada,4'ü Birden,Edebiyat Mekan,Tarih Mekan gibi nice uyduru,zorlama 'program adları' da yeni bir çığırın başlangıcı TRT'de.
Bir de 'Zamanın Tanığı' gibi sündürüldükçe sündürülen,TRT'den 'özel ellere' geçen bir resimler geçidi var:Dökülüyor!
Halk TRT'yi izlemiyor beyler!
Doğruyu,güzeli,iyiyi bulmak için çalışalım!
RTÜK ile TDK Başkanlar ile üyeleri olan bitenleri nereden seyrediyorlar?
Hiç mi bir araya gelmiyorlar!?
Ekogün,FotbolVizyon gibi daha nice uyduruk adlar TRT'de nasıl yayınlanıyor.
TRT'nin Başındaki GÜney'den geçtik:Gn.Md.Yrd.Sayın METE, eski bir Yazarlar Birliği Gen.Sekreteri olarak tüm bu olumsuzluklara nasıl göğüs geriyor?!
Çünkü olay 'tahammül sınırlarını' aşmış durumdadır!
TRT'nin sorunu yönetim sorunudur!
TRT'nin sorunu TDK tarafından hazırlanmış olan Sözlüğü bilememektir!
Yapımcılarını,yönetmenlerini,yeni yöneticilerini Kurum içi eğitimlerden geçirmemiş olmasıdır.
Eğitimlerinde TDK ile hiç işbirliği yapmış mıdır ki TRT'den ç o k ş e y bekleyelim.
süper gerçekten.paylaŞIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER..
Çoğu ilimizde elektrik ve su faturalarının ingilizce geldiği ülkemizde dükkan isimlerini mi tartışmalıyız? Küreselleşme'nin etkisi değil midir bu? Bilmem dikkatinizi çekti mi ama yazdığımız yorumların devamında bile Pınar said vb. yazıyor! İstediğimiz türkçe ismi koyalım ama halk yine kullanmak istediğini kullanacaktır, bu durumda TDK'nın yabancı kelimelere bulduğu Türkçe karşılıkların anlamlı bir o kadar da kullanışlı olması gerektiğini düşünüyorum!
Mr. Senturk, yorumunu dikkatle okudum. Gerçekten çok güzel bir noktaya değinmişsin; ancak eleştirini okurken benim de dikkatimi çeken isminin başındaki "Mr" unvanı oldu. Sence de yorumunla biraz çelişkili olmamış mı, ne dersin?
TRT'yi bu çalışmasından ötürü kutluyorum. Ben bir Türk denizcisiyim. Mesleğim itibari ile sürekli yurtdışında bulunuyorum. Birçok yabancıda bulundum. Bunlar içinde yalnızca sömürge olan ya da sömürgelik yaşamış ülkeler başka milletleri dillerini konuşuyor ya da dükkanlarının levhalarına yazıyor. Örneğin Tunus, Cezayir, Fas... Bunlar Fransız mezalimini yaşamış ülkeler. Fransızlaştırılmış çünkü halkı büyük oranda Fransızca konuşuyor. Ana dilleri Arapça olması bu durumda pek birşey ifade etmiyor. Çünkü bir yabancı olarak bu ülkelere baktığımda gördüğüm o ülkenin kültürü ve dili değil. Ve bu ülkeler yüzyıllarca Osmanlı çatısı altında yaşamış olmasına rağmen hiçbir şekilde Osmanlılı olmamışlar. Diğer taraftan Avrupa ülkeleri ve İngiltere. Portekiz, İtalya, İspanya... Bu ülkelerin hiçbirinde sokaklarda bu dil yozlaşmasını göremezsiniz. Bu ülkeler de insanlar bilseler dahi İngilizce konuşmazlar. İngilizce selamı bile almazlar. Ve İngiltere... İnanın İngiltere sokaklarında hiç yabancılık çekmiyorsunuz bir Türk olarak. Malesef bugün dünya üzerinde kendi dilini unutmaya zorlanan ülkelerden biriyiz. Yozlaştırılıyoruz. Çanakkale'de, Sakarya'da, kuzeyde güneyde batıda doğuda, Anadolu'da, her karış toprakta verdiğimiz savaş "Emperyalizm"e karşı değilmiydi! Bir var olma mücadelesi değilmiydi! Çanakkale'ye dört koldan yüklenen sırtlan kümelerine karşı verilen bir mücadele değilmiydi! Ben bu vatanın bir evladı olarak atalarımızın kanını döken milletlerin dilini sokaktaki levhalara yazan zihniyete, buna izin veren zihniyete lanet okuyorum. Aynı şekilde yalnızca dış güçlerle kalmıyor tehlike. Ya içimizdekiler! Beyler, Hanımlar uyanın. Bu ülkede yalnızca bir tek bayrak, bir tek dil vardır. AY YILDIZLI AL BAYRAĞIMIZ ve ÖZ DİLİMİZ TÜRKÇE. Bu ülenin eğitimi de, yayını da bu dille yapılır. Öyle olmalı ve öyle kalmalıdır. Türkçe'ye sahip çıkmak Türkiye'ye sahip çıkmaktır. Aksi asla iddia edilemez. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!
arkadaslar çok güzel olmuş.tam ödevimi anlatıyor.ama nasıl indirebilirim?bana yardımcı olursanız sevinirim
bizi aydınlattıgınız için çok teşekkür ederim gerçekten çok güsel olmuş gerçekten.
evet eger banada yardımcı olursanız bende indirmek istiyorum çünkü benimde ödevim bundan eger yardımcı olursanız çok mutlu olurum.şimdiden teşekkür ederim hepinize.
Yorum Gönder